Posted by : Adsız 20 Eylül 2012 Perşembe

Satranç
En önemli zeka ve strateji oyunu satrancın detayına iniyoruz. Keyifli okumalar.
Kültür Yaşa olarak oyun analizine devam ediyoruz, geçen Türklerin en eski oyunlarından Mangala'yı tanıtmıştık. Bu hafta ise zeka ve strateji oyunu satrancı ele alacağız.



Türkiye'de satranç 1930'lu yıllarda faaliyet göstermeye başladı ve FIDE'ye (Dünya Santraç Federasyonu) 1962'li yıllarda dahil olduk. Daha sonra Gençlik ve Spor genel Müdürlüğüne bağlanarak satranç bir dönüşüm işine girerek gelişim gösterdi. Oynama yaşı düşük olan satrançta 5 yaşında olmak dahi turnuvalara katılmanızı sağlayabiliyor ki bu yaşta başlamak ilerisi için daha iyi bir kariyer sağlayabiliyor. Fiziksel olarak engel tanımaz ve 7'den 70'e herkese hitap eder.

Satrancın kişiye kattıkları ; planlı olmayı kavratır, Hızlı ve aynı zamanda doğru düşünmeyi geliştirir. Doğru yaklaşım göstermede yol gösterici olur.

Bu kadar zeka gerektiren bir oyununda sıradan bir zekadan ve sıradan bir olayla ortaya çıkması beklenemez. İşte bakın başaralı hikaye anlatıcısı Barış Özcan, Satrancın ortaya çıkış hikayesini nasıl anlatıyor.


Turnuvalara katılan kişiler ülkelerinin formasını giyer, genellikle spor salonları ve otel gibi yerler bu faaliyetleri organize edilen yerlerdir. 2005'ten bu yana okullarda seçmeli ders olarak verilir. Çoğu okulda ise satranç odaları bulunmaktadır ve teneffüsler bu şekilde değerlendirilebiliyor. Şayet okullarda böyle bir eğitim ve faaliyet görememiş kişiler için Satranç İl Temsilcilikleri veya Gençlik Merkezleri yer alır. Buralardan istenilen bilgi edilinebilir.

Türkiye'de rakamlarla satranç grafiğine bakarsak, 221,249 Lisanslı sporcu ve 5185 hakem bulunmaktadır.

Ünlü satranççılardan bahsedecek olursak ;  Gioachino Greco, Francois A. Danican, Wilhelm Steinitz yer alır.

Oyunda 1 Şah, 1 Vezir, 2 Kale, 2 Fil, 2 At ve 8 Piyon bulunur.

Şah
ŞAH ; Çapraz, düz, ileri ve geri yâni her yöne sadece bir kare giderek taş alır.(Santranç ilk çağlardaki savaşın modellemesidir.Bu yüzden liderini kaybeden asker topluluğu nasıl kaybediyorsa,şahını kaybeden oyuncuda oyunu kaybeder.) Bütün oyun şah üzerine kurulmuştur.Ama ne kadar ilginç ki şah santrancın en zayıf taşıdır.(hareket yeteneğine göre) Şahını kaybeden oyuncu, oyunu kaybeder.

VEZİR ; Boş olan karelere ileri, geri, sağa, sola ve çapraz hareket ederek önündeki taşı yer. Yâni istediği yöne istediği kadar gidebilir.Vezir oyundaki her taşın (At hariç) hareket yeteneğine sahiptir.Satranç oyunun en önemli taşıdır.(hareket yeteneğine baz alınınca)

KALE ; İleri, geri, sağa ve sola istediği kadar gidebilir. Önündeki taşı alır. Kale, bulunduğu hattın üzerinde hareket yönünde rakibe ait ilk taşı almak potansiyeline de sâhiptir

FİL ; İleri ve geri çapraz gider ve istediği kadar gider. Fillerin biri dâimâ beyaz, diğeri dâimâ siyah karelerde hareket eder.

AT ; L çizerek ilerler ve taşı alır. Satranç oyununda taşların üzerinden atlayarak, ilerleyen tek taştır. L şeklinde geri de gidebilir. tam l şeklinde 8 yöne gidebilir

PİYON ; Piyonlar önlerinde taş bulunmadıkça, ileriye doğru ve düz olarak ilerlerler. Piyonlar açılışta (ilk hamlelerinde) isterlerse iki kare ilerleyebilirler. Bu hareketlerinde geldikleri karenin sağında ya da solunda karşı tarafın bir piyonu varsa hemen arkasından gelen hamlede çift gitmiş bu piyonu sanki bir kare gitmiş gibi geçerken çapraz alabilir. Piyonlar ileriye doğru tek kare çapraz olarak diğer taşları alabilirler. Sekizinci sıraya ulaşan piyonlar oyuncunun istediği herhangi bir taşa (Şah hâriç) terfi ederler. Bu taş genellikle en güçlü taş olan Vezir olur.

Etkinlik Sayfası

Leave a Reply

Subscribe to Posts | Subscribe to Comments

En Kültürlüler

İzleyiciler

Alt Kategoriler

Asla Vazgeçmeyenler

- Güç ve güveni hep dışımda aradım. Ama bunlar, insanın içinden gelir ve hep oradadır.
(Sigmund Freud)

- Dünya üzerinde en güçlü silah, ateşlenmiş insan ruhudur.
(Marshall Foch)

- Onların peşinden gidebilecek cesaretiniz ve yeterli özgüveniniz varsa, bütün rüyalar gerçek olabilir.
(Walt Disney)
Blogger tarafından desteklenmektedir.

- Copyright © Kültür Yaşa -Metrominimalist- Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan -