Posted by : Adsız 11 Haziran 2014 Çarşamba

Takıntı!
Belki stresten sonra gelen çağımızın en tehlikeli hastalıklarından bir tanesi: Takıntı! Kurtulmak için her şey sizin elinizde ve zihninizin sizi yönlendirmesine izin vermemelisiniz. Gelin şimdi biraz daha detaylı bakalım.


Eğer sorularıyla başlayalım;

Eğer; ”mikrop kaparsam ölürüm” diye sık sık elinizi yıkıyor, günde birkaç kez banyo yapıyorsanız…

Eğer: Koca Usta Mimar Sinan’ın eseri yüzyıllardır ayakta duran Selimiye Cami’nin karşısına geçip minarelerinin eğri durduğunu iddia ediyor ve düzeltmek için kendinizi heder ediyorsanız…

Eğer; defalarca çalışma masanızın üstünü düzeltiyor, dolaplarınızı elden geçiriyorsanız… Gardolabının düzenini bozmamak için askıdan bir gömleği nasıl alacağım diye saatlerce düşünüyorsanız…

Eğer; Pantolonumun ütü çizgisi jilet gibi olacak diye kılı kırk yarıyorsanız…

Eğer; çok sakin bir kişiliğe sahip olduğunuz halde, zaman zaman en sevdiğiniz birisini öldürmek içinizden geçiyorsa, eşinizin karnına, sırtına bıçak saplamak gibi bir düşünceye teslim oluyorsanız…

Eğer; evinizin veya işyerinizin kapı kilidini açmak üzere iken “Ben bu kapıyı açarsam çok kötü bir şey olacak, eşimin başına bir kaza gelebilir, babam ölebilir” şüphesine kapılıyor ve saatlerce kilidi aç- kapa yapıyorsanız…

Eğer; “Acaba ütünün fişini çektim mi?, elektrik düğmesini kapattım mı?, Ocağın altını söndürdüm mü?” diye defalarca kontrol yapma ihtiyacı duyup evi terk edemiyorsanız…

Eğer, aynı soruları defalarca sorarak yakınlarınızı, çevrenizdekileri zora sokuyorsanız,

Eğer, sınavlarda soruları defalarca okuyup 4’üncüsünde cevap veriyor ve bu uygulamayı diğer sorular için de yapıyorsanız ve rakiplerinizin gerisinde kalıyorsanız…

Türkiye genelinde büyük-küçük 4 milyondan fazla insanımızın boğuştuğu İşte bu ve benzeri “eğer”lerin Tıp dünyasındaki adı takıntıdır. Zekanın kolektif ürünü olan zihnimizin bir oyun halinde kurguladığı bu eğerler, zaman içinde bizi esir alarak hayatımızı yönlendirir. Sadece bizi etkilemekte kalmaz, aile bireyleri başta olmak üzere çevremizdeki insanların da yaşantısını kabusa çevirir. Zihnimizden silemediğimiz bu düşünce ve hayalleri ilk zamanlar önemsemeyebiliriz. Gelip geçicidir diye düşünebiliriz. Ama daha sonra öyle bir noktaya gelir ki geriye tedaviden başka bir çare kalmaz. Artık Obsesif Kompülsif Bozukluğa (OKB) yakalanmışsınız demektir. Tekrarlanan düşünce ve davranışlarının girdabına hapis olmuşsunuz demektir. Kontrol edemediğiniz tekrarlanan düşünceler, korkular ve görüntüler huzurunuzu bozuyor demektir. Aslında saplantı ya da takıntılarınızın sanal ve anlamsız olduğunun farkındasınızdır da ama elinizden gelen bir şey yoktur.

Ne yapabiliriz… 
Kimilerine göre hastalık kabul edilmeyen, kimilerine göre de hastalık olarak görülen bu fiili durumun iyileşmesi için iki yol izlenir Tıp dünyasında. İlki, seanslar yoluyla derinlere inerek (çocukluk da dahil) telkinde bulunup ikna etmek. İkincisi ise hastalık ilerlediyse yani (OKB) haline geldiyse ilaçla tedavi yöntemini kullanmak. Bu hastalığın olmazsa olmazı laboratuar testleri ile teşhis konulmamasıdır. Gelelim sonuca; Peki tıp dünyasına başvurmadan bir şey yapılabilir mi? Tabi ki en azından denenebiliriz. Bu da tamamen irademize hakim olmakla ilgilidir. İrademize hakim olabiliyorsak ne mutlu bize?!

Titizlik ile temizlik takıntısı aynı şey değildir. Sakın böyle bir yanılgıya düşmeyin. Temizlik takıntısı bir hastalıktır.

Kafayı takmayın… 
Bir parantez açalım sözümüzün burasında. Kafaya takmak başka bir şeydir, takıntı başka bir şey. Aklımıza takılan bir olay kısa süre bizi etkileyebilir. Ama çözüme ulaştığınızda hafızamızdan uçup gider, dert etmeyiz kendimize. Tıp dilinde Bu hal Kafayı takma halidir. Yani geçici bir durumdur. Yukarıda “eğer”lerle saydığımız durum ise “Allah muhafaza” ruhumuzun dengesinin bozulduğu, tehlikenin kapımıza dayandığı bir saplantı işaretidir.Tedavi için yol görüntü demektir. Sağlığımızın kıymetini bilelim, lütfen heder etmeyelim…

Takıntı tekrarlanma ihtimali fazla olan bir hastalıktır. Hele hele kısa sürede sonuç almak için tedaviye başvurulursa... Riski ortadan kaldırmanın iyi yolu tedavi sürecini geniş zamana yaymaktır. Bir iki yıllık bir tedavi süreci riski ortadan kaldırmak için ideal bir süredir.

Leave a Reply

Subscribe to Posts | Subscribe to Comments

En Kültürlüler

İzleyiciler

Alt Kategoriler

Asla Vazgeçmeyenler

- Güç ve güveni hep dışımda aradım. Ama bunlar, insanın içinden gelir ve hep oradadır.
(Sigmund Freud)

- Dünya üzerinde en güçlü silah, ateşlenmiş insan ruhudur.
(Marshall Foch)

- Onların peşinden gidebilecek cesaretiniz ve yeterli özgüveniniz varsa, bütün rüyalar gerçek olabilir.
(Walt Disney)
Blogger tarafından desteklenmektedir.

- Copyright © Kültür Yaşa -Metrominimalist- Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan -