7 Kasım 2013 Perşembe
| iletişim |
Merhaba !
Yaşamımızı idare ettirmemiz için yemek-içmek kadar önemli, duygu ve düşüncelerimizi ifade etmek için yaptığımız bir eylemden; iletişimden, daha doğrusu, iletişim kurarken kullandığımız üslup, anlatım şeklimizden bahsederek temel iletişim becerilerimizi geliştirmek için bir yazı dizisiyle karşı karşıyasınız.
Sosyal olmak için fırsatları kovalamak, dışarıda etkileşim içerisinde olmak yeterli değil. Önemli olan burada iletişim kurarak kendimizi geliştirmek, bağlantılar kurmak, çevre edinmek. Şunu unutmayın: kendinizi anlatmak var, kendinizi iyi anlatmak var. Biz ikincisi için uğraşıyoruz. Haydi başlayalım.
Temelinde empati (bkz: empati) kurarak, saygıyla ve etkin dinleyebilme, somut bir şekilde kendini karşı tarafa aktarabilmek, duygu ve düşünceleri rahat bir şekilde paylaşmak iletişimdeki becerinizdir. İşte bu tanıma uygun kalınabildiğinde kendini iyi anlatma koşulunu sağlamış oluruz. Bu becerimiz karşı tarafça olumlu karşılanır ve o başından beri ulaşmaya çalıştığımız sosyalliği tam anlamıyla yakalamış oluruz.
Karşı tarafça anlaşılamaz bir mesaj gönderdiğinizde ise bu bizim için olumsuz bir puandır. Ne demek istediğimizi bilmemek her zaman bizi geri plana iter ve psikolojik olarakta asosyal kalmanız gerektiğinizi ispat etme isteği uyandırır beyniniz ve böylece bu baskı sizi toplumdan dışlar. Başkaları değil, siz kendinizi ötekileştirirsiniz. Bunun önemini belirtip ilerleyen yazılarda bu konuda kendimizi geliştiren önemli detaylar vereceğim. Şimdi bu yazıdaki ana mesajı tekrar hatırlatıp yazıma son veriyorum.
Temelinde empati kurarak, saygıyla ve etkin dinleyebilme, somut bir şekilde kendini karşı tarafa aktarabilmek, duygu ve düşünceleri rahat bir şekilde paylaşmak iletişimdeki becerinizdir.
