Posted by : Adsız 16 Haziran 2013 Pazar

Bu yaz gerçekleştirilen Seyyah Ulu Çınarın İzinde projesiyle Kastamonu iline düzenlenen geziye katıldım. Geziyle ilgili fotoğraf ve hikayelerim.
Merhaba,
Bu yaz Gençlik Bakanlığı tarafından bir çok gezi düzenlendi, bende burada bazılarını tanıttım ve bunlardan bir taneside Seyyah projesiydi. Projede gençler farklı kültürler öğrenmek üzere çeşitli illere dağılıyorlar. Dört gün, üç gece süren gezimizde çektiğim görüntülerle ilgili fotoğraf paylaşacağım.



Ben Düzce'liyim. Düzce ilinden Kastamonu'ya gitmek üzere görüntü otobüsle yolculuğa çıktık. Düzce'den, Kastamonu 5-5,30 saat arası sürmektedir. Yaklaşık 30 kişi yola çıktık ve akşam üstü Kastamonu şehrindeydik. Oldukça sakin bir şehir geldi bana. Tabi gitmeden önce her zaman ki gibi neleriyle meşhur olduğuna dair araştırma yaptım. İlerlerde fotoğraflarını ekleyeceğim.


Kastamonu kuşbakışı

Kastamonu'ya varış...

Kastamonu şehrine vardık ve şehrin dışında yer alan KYK'da kalacağımız yere doğru gittik. Kaldığımız süre boyunca ; konaklama, yemek, müze gibi kısacası geziyle ilgili tüm ödemeleri gençlik bakanlığı karşılamaktadır, sadece özel harcamalar size ait. Akşam üstü dediğim gibi Kastamonu'ya vardık ve otobüsten indik oda dağılımı vardı herkes kalacağı kişilerle odalarına geçiyordu. Odalar kişi sayısına göre değişebiliyor. Benimle beraber yanımda bir arkadaşım ve kuzenim geldi, üçümüz aynı odayı paylaştık.

Yol kısada olsa yorulmuştuk gelmeden önce Düzce'de biraz yorucu dakikalar geçirdik.

Biraz dinlendikten sonra akşam yemeği için Lider ( Gençlik Merkezi sorumluları) tarafından yemek fişlerimiz dağıtıldı ve yemekhanede yemeğimizi yedik. Bizle birlikte bir kaç il daha Kastamonu'daydı. Bu gece yurttayız yarın sabahtan geziye çıkacağız.

Gece boyunca yeni kişilerle tanıştık, çevreyi gezdik, gitar eşliğinde söylenen şarkılara eşlik ettik.

Ertesi gün sabah erkenden kalktık ve geziye başlamak üzere hazırlandık. Yine fişlerimiz verildi ve kahvaltımızı yaptık. daha sonra bize verilen saatte otobüse geçtik ve ilk gideceğimiz yer için yola çıktık.


Ev kaya mezarları

Gezi programı bu şekilde fakat yol güzargahı yakın şeklinde rota takip ettik. İlk durağımız Ev kaya mezarları.

M.Ö. 7. yy larda oyarak yapılan bu yer hayret verici çünkü o devirde kayaları bu şekilde oymak çok zor olsa gerek. bir kaç foto koyacağım burayla ilgili.

Ev kaya mezarları dış görünüş
Yemek yapılan oymalar

Net bilgi olmasada yatak

Buradan otobüslere binip ayrıldık, bir sonraki durağımız Şeyh Şaban-i Veli Hazretleri Camii'ne doğru ilerledik.

Yandaki fotoğraf giriş kapısı ve süslemeleri.

Bu yer hakkında bi yazı okudum ki şöyle diyor ;

Kastamonu'nun manevi değeridir. Şehrin kapılarından girip de onu selamlamamak adaba uygun düşmez. Halveti tarikatının Şabaniye kolunun kurucusudur. Hisaradı Mahallesi'ndeki külliyesinde bugün de hoş bir esinti ve huzurlu bir iklim vardır.


Kendi düşüncelerim ;

Kastamonu'yu bir rehber ile gezdiğinizde size bir çok rivayet anlatacaktır. Kastamonu geçmişinde bir çok rivayet yatar bende rivayet şehridir. Bu külliyede zemzem suyu akmaktadır. Rivayette şudur ki ; Şey Şabani HZ. sabah namazından sonra ortadan kaybolur öğlene kadar görünmezmiş ve öğrencileri geldiğinde ; Ey Şeyh'im nerelerdeydiniz meraklandık dediklerinde ; Mekke'yi ziyarete gittim dermiş. Bize ne getirdiniz dye sorduklarında ; zemzem getirdim dermiş. Bahçede zemzem suyu akmaktadır, bizde tattık gerçekten tadı aynı. Yapılan araştırmada da onda dokuzu zemzeme uyarmış fakat geldiğini kaynağı bulunmuyor bu da Şeyh'in hikmeti diyorum. Şimdi Külliyeden görüntüler ;

Orada yatan bir çok önemli Zat var. Onlardan bir kaç fotoğraf çektim.

                                          
                                                        Türbeler 2


Türbeler

                                         
                                                    Külliye camiisi
Külliye Camiisi Külliyenin içinde ki Camii'den görüntü. İçinde arka taraflarda inziva odaları bulunuyor.İçinde bulunduğum inziva odası buralarda aylarca kalır ve sadece tuvalet ihtiyaçları için çıkarlarmış.
                                                  
İnziva odası
Aşağıdaki fotoğraflar Dervişlerin kıyafetleri ve kullandıkları eşyalar.


Kıyafet

Sarıkları

Sarık ve tesbih

Sarık ve tesbih 2

El yazıları

Kur'an-ı Kerim

Külliyeden çıkıp Kastamonu Kalesine doğru çıktık ve bir çok rivayet anlatıldı bu kaleyle ilgili. En akılda kalanını size anlatacağım. Kalenin zamanla çok büyük olduğunu fakat şehir hayatı geliştikçe surlar kaldırılmış günümüzde. Kalenin bazı gizli giriş-çıkışları dahi günümüzde yeni yeni keşfediliyor.

Kastamonu kalesi
Şöyle bir rivayet vardır ;

Kalenin fethi sırasında Kral'ın kızı Moni bir düşman askere aşık olur ve savaşı kazansınlarda evlenelim diyerek surlardan aşağıya kalenin kapısının anahtarını atar. Daha sonra bu öğrenilir. Kral, kızının bu yaptığına istinaden kastın ne Moni ? diyerek aşağıya iter kızını. Kastın ne Moni cümlesi zamanla türeyerek Kastamonu olmuştur. Şehrin ismi böyle gelmiştir diye bir rivayet vardır. Ve daha niceleri. . .


Bana biri Kastamonu dese, tek cevap; "rivayetler şehri" derim.

Kaleden görüntüler
Surlar

Sıradaki durağımız Atabeygazi (Kırkdirekli) Camii
Adından da anlaşılabiliceği gibi kırk direkten oluşmuştur bu cami. 1273 yılında yaptırılmıştır daha sonra restorelerle günümüze gelmiştir. Giriş kapısı taştan yapılmıştır.

Kırkdirekli Camii


Kırkdirekli Camii

Sonraki durağımız Aşıklı Sultan Türbesi ;

Aşıklı Sultan Türbesi
Kastamonu'da görülmesi gereken yerlerden bir tanesi de burasıdır. Çünkü gerek hikayesi, gerekse göreceğiniz bir çift ayak sizi hayrete düşürebilir.

Aşıklı Sultan'ın hikayesi şudur ;
Aşıklı Sultan bir Evliya'dır. Savaşta şehit olan bir kişidir ve  öldükten sonra kendisi adına bir türbe yapılır. Dediğim gibi Kastamonu rivayetler şehridir ve bir rivayete göre sarhoş bir kişi türbeyi ateşe verir ve yanmaya başlar. Resimde tam belli olmasa da siyah yerleri görüyorsunuz, o zamandan kalma. Sarhoş ateşe verir ve Aşıklı Sultan zamanın valisinin rüyasına girer. Rüyada

Vali'ye ; Kalk, yetiş türbem yanıyor der. Vali uyanır ve rüyaydı deyip tekrar yatar. Daha sonra iki kez daha aynı rüyayı görür ve Vali dayanamayıp türbeye gelir, türbe yanmaktadır. Çabalarla türbeyi söndürürler ve o müthiş olay herkesin gözleri önüne serilir.


Aşıklı sultan
Bir Ayet der ki ; Şehitlere ölü demeyiniz, zira onlar diridir fakat siz bunu anlayamazsınız. Olay şudur ; Aşıklı Sultan bir şehit olduğu için bedeni çürümemiştir. Fakat yangında çeşitli yerleri yanmıştır. İşte türbede sadece ayakları bu şekilde gösterilir ki ; şehitlerin bedenlerinin çürümediğinin ispatıdır. Bu şekilde olmasının sebebi yangındır. Gerçekten çok ilgi çekici bir hikayedir.











Daha sonra merkeze indik ve Sultan II. Abdülhamit tarafından yaptırılmıştır.
Fakat aşağıdaki resimde bir anıt var. Bu Şerife Bacı Anıtı'dır. Bu annemiz Kurtuluş mücadelesinde soğukta at arabasıyla çok uzunca bir yol giderek mühimmat taşımıştır ve onlara zarar gelmesin diye kıyafetlerini üstlerine örtmüştür ve uzun ve tehlikeli yolculuğa çıkan bu annemizi anlatmadan geçmek istemedim.
   
      
                                   
                                          Şerife Bacı Anıtı



Kastamonu Saat Kulesi

Sultan II. Abdülhamit tarafından yaptırılmış olan saat kulesi yandadır.

Burada oturup etli ekmek yedik, Kastamonu'da yemeniz gereken lezzetlerden bir tanesidir. Ben bir tek Konya yöresine has biliyordum fakat Kastamonu'da da karşıma çıktı. Yalnız hangisi iyi derseniz, Konya etliekmeği tercihimdir.









Şerife Bacı Anıtı'nın orada Belediye tarafından yanık yanık türküler okuyan bir amca var, geçimini bu şekilde sağlıyor, bize kıyak yapıp hareketli birşeyler çaldı işte bir videosu sizlerle ;



İsmail Bey Külliyesi
Daha sonra tekrar yolculukla İsmail Bey Külliyesi'ne geçtik. Bu külliyede dikkat çeken bir mimari var. Marangoz üç boyutlu bir işleme yapmış ve dikkatli baktığınız karşınıza bir insan portresi çıkıyor. Aynı zamanda külliyede bulunan Camii'de Vav harfi bulunmaktadır ki buda insanın ana karnında ki cenin halini temsilen vardır. İşte İsmail Bey külleyesinden fotoğraflar












Çıkıntıya dikkat !

Cenin resmi

Külliyede dinlenme




Külliye Camiisi
külliye çeşmesi


Şimdiki uğrak yerimiz Nasrullah Kadı Camii. Bu ilin en büyük özelliği Kastamonu'daki en büyük camii'dir ve Mehmet Akif Ersoy burada vaaz vermiştir. 

Nasrullah Kadı Camii


Nasrullah Kadı Camii - 2

Mahmut Bey Caii
Son mekanımız ise Mahmut Bey Camii. Bu caminin özelliği çivi kullanılmadan yapılmasıdır. Camii tamamen birbirine geçirme yöntemiyle yapılmıştır. Caminin kapısı el emeğiyle yapılmış çok değerli bir eser fakat hırsızlar tarafından çalınmış. Manisa'da yakalanmış sonra orjinaline benzer bir kapı yapıp yerine takılmış orjinali ise bir müzede. Ayrıca bu camii önünde sadaka taşları var ben sadaka taşı gördükçe bugünümüzden utanıyorum çünkü sadaka taşına bırakılan paradan herkes hakkı kadar alır ve geceleri gelirlerdi utanmamak için. Şimdi böyle birşey olabilir mi ? Taşı bile çalarlar !


Mahmut Bey Camii

Yukarıda ki resime dikkatli bakarsanız kapının her iki tarafında sadaka taşlarını görebilirsiniz. Şimdi sadece süs amaçlı durmaktadır. İçler acısı...

Mahmut Bey Camii
Bu Camii'nin özelliği çivi kullanılmadan yapılması. Tahtalar birbirine geçirilerek yapılmış. Hala bu özelliğini kaç yıldır devam ettirmesi mucizevi ve bu geçmişimizdeki mimari başarıdır.










Mahmut Bey Camii

Mahmut Bey Camii


denge taşı
Diğer bir ağızları açık bırakan mimari özellikte bu camii'de ; Denge Taşları... Resimde kuzenim denge taşlarını çeviriyor. Denge taşı, normal şartlarda rahatça çevrilir  fakat herhangi bir doğal afette veya farklı şekilde yapıda bir bozukluk olduğunda bu taşlar çevrilmez ve yapıda bir hasar olduğu mühendisler tarafından belirlenir. Ben özellikle bu camiide geçmişimizdeki başarılara hayret ettim ve gururlandım... Ama en önemlisi de bunları korumaktır.






Gezimizde artık son günümüz ve ertesi gün Düzce'ye dönmek için yola çıkacağız. Son gezilerimiz İnebolu'ya olacak.

İnebolu yollarında konaklar gezdik, Küre Dağlarını gördük ;
konak

küre dağı

küre dağı 2
Daha sonra İnebolu'da bir müzeye ziyarette bulunduk. Burada Atatürk'ün bal mumu heykeli mevcut. Bu heykelden Londra'da bulunan bir müzede, Ankara'da ve Kastamonu'da olduğunu belirttiler.
Atatürk bal mumu heykeli 

Bunlarda çeşitli ünlü kişiler tarafından müzeye hediye edilen eşyalar
Gramafon

pilot başlığı

Piyano
İlk yemeklerden başlıyım. Gideceğim bir yerin ilk önce yemeklerini daha sonra gezilecek yerlerine bakarım kişisel düşüncem bir yerin kültürünü benimsemek ilk yemeklerinden geçer ve farklı lezzetler katmak ayrı bir keyiftir. Kastamonu'da ünlü olarak tirit, kuyu kebabı, etli ekmek ve çekme helva vardır. Üryani eriğini de katabiliriz bu listeye. 

İlk denemediklerimden başlıyım. Kuyu kebabını maalesef ki denemeye zamanım ve fırsatım olmadı fakat söylenenlere göre gerçekten lezzetli oluyormuş tavsiyem ilk önce onu denemeniz. İkinci olaraksa Üryani eriği ; demedim ve fazla bir bilgim yok fakat kısa bir araştırma yaptım sindirim sitemini ve bağışıklığı güçlendirdiğini okudum umarım siz tadarsınız. 

Denediklerim.
Tirit
Tirit. Açıkcası en merak ettiğim şeydi internette araştırıp gittim ve ilk fırsatta yedim. Resimde gördüğünüz şekilde ve iyi bir tadı var. Neler var derseniz en altta ona özel bir simit, kıyma, yoğurt ve tereyağı malzemelerinden yapılıyor. Kastamonu'dan dönerken aklınızda kalacak bir lezzet. Gelelim etli ekmeğe; Yukardaki yazıda da bahsettiğim gibi Konya etli ekmeğini tadanlar belki beğenmeyebilir, ondan daha farklı bir tadı var ama daha önce denemeyenler fikir edinmek için denemesini tavsiye ediyorum. Gelelim çekme helvasına; müthiş lezzet ben biraz abartıp fazla fazla aldım memleketime dönerken şüphesiz en iyi hediye oldu. Yakup Han külliyesinde yapım yeri var ve oradan satın alabiliyorsunuz. Tadı gerçekten enfes. Siz fazla fazla alın bence. 

Tüm gezimiz ana hatlarıyla böyleydi. Ben çok eğlendim tüm gezi boyunca katılan arkadaşlarda umarım çok eğlenir. Keyifli gezmeler.

Leave a Reply

Subscribe to Posts | Subscribe to Comments

En Kültürlüler

İzleyiciler

Alt Kategoriler

Blog Arşiv

Asla Vazgeçmeyenler

- Güç ve güveni hep dışımda aradım. Ama bunlar, insanın içinden gelir ve hep oradadır.
(Sigmund Freud)

- Dünya üzerinde en güçlü silah, ateşlenmiş insan ruhudur.
(Marshall Foch)

- Onların peşinden gidebilecek cesaretiniz ve yeterli özgüveniniz varsa, bütün rüyalar gerçek olabilir.
(Walt Disney)
Blogger tarafından desteklenmektedir.

- Copyright © Kültür Yaşa -Metrominimalist- Powered by Blogger - Designed by Johanes Djogan -